Şişli'de bir apartıman...

Cumhuriyet'in 10. yılına üç kala... İstanbul Şehir Tiyatroları'nda yöneticilik yapan Muhsin Ertuğrul, azalan tiyatro seyircisini yeniden salonlara çekmek için müzikal oyunlar sahnelemeyi düşünür. Aklında ise, Cumhuriyet sonrasında hakim olan Batılılaşma olgusunun, toplumun farklı tabakalarında sebep olduğu trajikomik yansımaları anlatan bir oyun vardır. Hızlıca Cemal ve Ekrem Rey Kardeşler ile görüşür ve onlardan müzikal bir oyun yazmalarını ister. Ancak önlerinde üç yıl vardır; oyunun 1933'te Cumhuriyet'in 10. yıl kutlamalarına yetişmesi gerekmektedir...

Ekrem Reşit Rey, müzikalin şarkı sözlerini yetiştiremeyeceğini düşünerek ünlü bir şaire götürür teklifi. Ve "Şişli'de bir apartıman..." diye başlayan o meşhur Lüküs Hayat şarkısının sözleri çıkar ortaya. Ancak hapiste olması nedeniyle ismini kullanamaz o şair. Program için basılan broşür ve afişlerde de kısa sürede dillere düşen meşhur şarkının yazarı Ekrem Reşit Rey olarak duyurulur. Oyun sahnelendiğinde ise müthiş bir ilgiyle karşılanır. 1946 yılına kadar da yoğun ilgi hiç eksilmez. 1958 ve 1962 yıllarında tekrar sahnelenen oyun 1985 yılından bu yana ise kesintisiz sahnelenmeye devam eder. Pek çok kaynakta bu hikaye dile getirilir getirilmesine de bir türlü son noktası konamaz. Ancak oyunu yıllar sonra büyük bir başarıyla sahneleyip, üstüne yıllarca kapalı gişe oynatan Haldun Dormen de basına verdiği bir demeçte anlattıklarıyla hikayeyi doğrular. Doğruladığı bir şey daha vardır...

Türk tiyatro tarihinde güçlü bir klasik olan Lüküs Hayat'ın şarkı sözlerinin bir bölümü, Şişli'de yüksek katlarıyla gökyüzüne uzanan bir apartmanda değil; yüksek duvarlarına rağmen gökyüzüne uzanamayan bir evde, hapishanede yazılır; ünlü şair Nazım Hikmet Ran'ın kaleminden...

14 Ev 14 Hayat

NAZIM HİKMET