EKONOMİ
Piyasalar hareketli, yatırımcı izlemede!
Tülin Barışkan
Finans Uzmanı
tulin@bariskanyonetim.com
Son dönemlerde yaşadığımız önemli bir gelişme olarak Türkiye'nin ekonomideki kredi notu yükseltilirken, dünya ekonomi piyasaları ise yatırımcılar için büyük bir hareketlilik yaşıyor...
Baharla birlikte Türkiye için önemli gelişmeler yaşandı. En önemli ve gurur verici olanı, kredi kuruluşları FITCH ve MOODY'S, ardından Japon JCR ve Kanadalı DBRS, kredi notumuzu yükselterek Türkiye'yi "yatırım yapılabilir" ülke statüsüne getirdi. Merkez Bankası Mayıs ayında hem politika hem koridor faizinde yarım puanlık indirimler yaptı. Faizdeki indirim aslında büyümeyi desteklemeye yönelik gevşek para politikasının gereği. Ancak Türkiye faizi ile enflasyonu arasında farkın en çok açıldığı ülke konumunda. Geçen yılın sonundan itibaren negatif faiz dönemi yaşanıyor. Düşük reel faiz ortamının temel belirleyicisi yurtdışı merkez bankaları. Bu durum yurtdışına paralel olarak önemli bir süre -en azından yıl boyunca- devam edecek.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan önemli gelişmelerden biri de; ABD Merkez Bankası Başkanı (FED) Ben Bernanke'nin, Eylül ayından itibaren piyasalara sürekli enjekte edilen 85 milyar dolarlık tahvil ve diğer kağıt alımlarının azaltılabileceği açıklamasının, bir saat içinde altın fiyatlarını %5'ten fazla dalgalandırmasıydı. ABD, 10 yıllık tahvil faiz oranlarını %1.88 'den %2.04'e sıçrattı. Eurusd paritesini de 1.3000'den 1.2858'e %1.1 oranında düşürdü. Gelişmeler ertesi gün Asya piyasasına yansıdı. En sert reaksiyon, Japon Nikei endeksinde gerçekleşti; %7.5 değer kaybetti. Fed gündeminin yanı sıra Çin'de zayıf büyüme gibi risk faktörleri de eklenince görülen dalgalanmalar yatırımcıları huzursuzlaştırdı. Bu da beklentileri kararsızlaştırıp yönsüzleştirme gibi bir sonuç doğurdu. Negatif getiri nedeniyle, mevduat bono ve tahvilden uzaklaşan, borsaya kayan yatırımcının bu dalgalanmalar nedeniyle bir süre izlemede kalması, daha sonra alıma geçmesi doğru olacaktır.
Son dört yılın en uzun düşüş dönemini yaşayan altın, son bir ayın en yüksek seviyesine çıksa da bu düşüş trendi bozulmamıştır. Doların global anlamda değer kazancı, merkezin faiz indirimi sonrası TL'nin cazibesinin azalması, not artışı ardından gelen kâr satışları ise doların yükselme nedeni olarak görülmektedir. Biraz daha yükselerek 1.85-1.95 seviyesini bulabilir. Yatırımcılar tasarruflarının düşük faiz ortamından etkilenmemesi için, farklı yatırım araçlarına yönelmek isteyeceklerdir. Bu noktada yatırım olarak, hisse senedi, özel sektör bonoları, yatırım fonları, gayrimenkul ve bireysel emeklilik sistemi öne çıkacaktır.