EKONOMİ
DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ BELİRSİZLİK SÜRÜYOR
Tülin Barışkan
Finans Uzmanı
tulin@bariskanyonetim.com
Dünya ekonomisinden gelen son haberlerin işaret ettiği gibi piyasalarda devam eden kaos ortamı gelecek için umutları azaltıyor...
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD'de, her veri ülke ekonomisindeki toparlanmaya dair pozitif işaretler veriyorken, beklenenden kötü geçen mart ayı tarım dışı istihdam verisi hayal kırıklığı yarattı, görünüm iyiden iyiye bulanıklaştı.
İkinci büyük ekonomi Çin'in borsasının ise yılbaşından bu yana performansı, bono verim eğrisinin yataylaşması, çeşitli ekonomik göstergeler, Asya ve Avusturalya'da yaşanan ticari kredilerdeki düşüşler, Avupa'ya ihracatın ilk çeyrekle yüzde 1 daralması ülkenin büyüme ivmesinin küçüldüğünü düşündürüyor. Fakat yine de Time dergisi tarafından yüzyılın en etkili 100 insanından biri olarak nitelendirilen İngiliz tarihçi ve iktisatçı Prof. Timothy Garton Ash; kısa vadede kamu yatırımları nedeniyle Çin'in dünya büyümesinin motoru olmayı sürdüreceğini; ancak uzun vadede demokrasi ve insan hakları karnesi nedeniyle nispeten daha iyi durumdaki Hindistan'ın avantajlı olacağını söylüyor. Ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması için tüm dünyada orta sınıfın güçlenmesine ve "burjuva vatandaşlar"a ihtiyacımız olduğunu anlatan Ash, hukukta egemenlik ve ifade özgürlüğü gibi demokratik değerlerin altını çiziyor.
Ekonomide yalancı bahar havası
Son aylarda Avrupa'nın büyük bir krizden kurtulduğu inancıyla bahar havası esen Euro bölgesinde sıkıntılar devam ediyor. İspanya'nın 10 yıllık tahvillerinin faiz oranını yüzde 6,10'a yükseltmesi piyasaları gerdi ve endeksler yeniden düşüş sürecine girdi. Yatırımcı; İspanya dahil Avrupa'daki büyük kemer sıkma paketlerinin resesyonu tetiklemesinden endişe ediyor. G20 ülkelerinin Washington'da yaptıkları bahar toplantısı öncesinde İngiliz Ekonomi gazetesi Financial Times ve Brookings Enstitüsü ortaklığıyla hazırlanan endeks, son aylarda ortaya çıkan istikrar sinyallerine karşın dünya ekonomisinin daha da kötüleştiğini, gelişmiş ülkelerdeki bozulmanın gelişmekte olan ülkelerden daha fazla olduğunu, halen merkez bankalarından gelecek yardımı beklentileri olduğunu, tüm endekslerin aşağı yönde bir seyir izlediğini ortaya koydu. Endeks sonuçlarını yorumlayan Brookings Enstitüsü profesörü Eswar Prasad, "Küresel ekonomik toparlanma, talebin yeterli güce ulaşmaması, para politikalarının limitlerini zorlamaya başlaması, zayıf finansal sistemlerin ve siyası belirsizliklerin oluşturduğu riskler nedeniyle cılız ilerliyor" dedi. Kriz kahini olarak bilinen New York Üniversitesi profesörü Nouriel Roubini de euro ülkelerindeki resesyonunn, kesintilerin etkisiyle daha da kötüleşeceğini kaydetti.
Altından sonra gümüş de yükselecek!
ABD ve Euro bölgesinde devam eden ekonomik krize henüz kalıcı çözümler bulunamaması, bu ülkelerin para birimlerine olan güveni azaltırken, yatırımcıları yeni yatırım alternatiflerine yöneltecektir. "Mevcut piyasa koşullarında nasıl para kazanılır" başlıklı konferans için bir süre önce Türkiye'ye gelen, dünyanın emtia gurusu olarak tanınan yatırımcı ve finans uzmanı Jim Rogers; ABD'nin dünyanın en fazla borcu olan ülkesi olduğunu, krizle savaş için para basmanın bir çözüm olmadığını, dünyanın yeni krizleri göreceğini düşünüyor. Bu dönemin yatırım alternatifinin emtia ürünleriyle oluşturulacağını, altının yükselişini sürdüreceğini, son 11 yıldır yükselen başka bir emtia üünün olmadığının yanısıra gümüşün de yükseleceğini öngörüyor. Rogers'a göre petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar devam edecek. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, bilinen petrol kaynaklarının her yıl yüzde 6 azaldığına işaret ederek, "İthal petrol İran ve Ortadoğu'daki olaylardan etkileniyor. Önümüzdeki 10-20 yılda büyük bir petrol kaynağı bulunmazsa, fiyatların ne kadar tırmanacağını tahmin etmek zor. Petrol fiyatlarının yüksekliği, gıda başta olmak üzere herşeyin fiyatını etkiliyor" diyor.
Tarım emtialarında yükseliş öngören Rogers, gelişen dünyada çiftçilerin zengin olacağına da dikkat çekiyor. Rogers dövizde ise; doların özellikle son dönemde halen tercih edilen bir yatırım aracı olmasına karşın, ABD'nin borçlarından dolayı güven vermediğini hatırlatıyor ve önerisi (İsviçre Frangı, Çin Yuanı, Japon Yeni) ile doğal kaynaklardan zengin (Norveç, Kanada, Yeni Zelanda, Malezya gibi) ülkelerin para birimleri oluyor.