BİR MEYDAN "OKUMA"
Binlerce insanın ilgisini bir anda üzerinde toplayabilmek... Kolay değildir bir kentin en ünlü meydanı olmak. Daha da zoru, meydan okumaların kalesi olan bir meydanı "okumak"tır; her satırında dönüşümünün hissedilmesini, söylediklerinin duyulmasını, anlaşılmasını ister...
Cumhuriyet'in ilanından üç gün önce... Tribünleri dolduran 8 bin taraftarın büyük alkış tufanı arasında bağırıp çağıranlar, hoplayıp zıplayanlar hatta ağlayanlar... Yıllarca askeri talimlere ev sahipliği yapan yorgun kışlanın koca avlusu, savaşa inat bu kez sporun bir araya getirdiği yüzlerce insanı kucaklamaktadır...
Türkiye, ilk futbol milli maçında Romanya'yla karşı karşıya gelir ve sahadan 2-2 beraberlikle ayrılır. O tarihi 90 dakikanın ev sahibi ise, görkemli yapısıyla Taksim Topçu Kışlası, nam-ı diğer Taksim Stadı'dır... Bugün Gezi Parkı olarak bildiğimiz geniş alan üzerinde 1939 yılına kadar boy gösteren, Hint ve Rus mimarisinin zarafetini taşıyan kışla binasının iç avlusu 18 yıl boyunca Türkiye'nin ilk milli maçlarına ev sahipliği yapar. Avlunun bir stadyum olarak kullanılması, o dönem bir spor gazetesi yayımlayan Çelebizade Said Tevfik Bey'in ısrarlarıyla olur. Her ne kadar futbol kulüplerinin yöneticileri bu fikre karşı dursalar da halkın desteğini arkasına alan Said Tevfik Bey, kulüp yöneticilerine bir süre meydan okumayı başarır.
Taksim Stadı sadece futbolda değil, daha pek çok spor dalında ulusal ve uluslararası müsabakalar için kapılarını açık tutmaya devam eder. Ancak son yıllarında iyice gözden düşer, savaşın bıraktığı izleri bir türlü tamir edemez. Stadyum ve kışlanın duvarları ile kuleleri, 1939 yılına gelindiğinde kentle birlikte dönüşemez. Kentin belleğindeki yerini çok iyi koruyamasa da, savaş yıllarının gölge ettiği avlusunda geçen her müsabakada, dosta düşmana inat sporun birleştirici ve barışçıl gücünü ayakta alkışlatır. Zaferle sonuçlanan her maçta tutulan binlerce alkışın sesini geçmişten bugüne taşıyıp hatırlatmak istercesine, adına yakıştığı gibi "taksim" eder meydandaki onca kalabalığın üstüne... Çünkü bilir ki, Taksim Meydanı ilk kez o alkışlarla dolup taşmış, bir meydan kimliği kazanmıştır...